Uzm. Dr. Müge Uğurlu

  • TürkçeTürkçe
    • English English
  • Anasayfa
  • Hakkımda
  • The M
  • Sanat Dünyam
  • Blog
  • İletişim
0
13 Şubat 2021 Cumartesi / Yayınlandığı kategori: Müge Uğurlu Blog

14 Şubat

Bugün sevgi günü. Sevmeyi sevenlerin, sevmeyi bilenlerin ve sevgili kalabilmeyi başaranların günü. Böyle bir günün hangi kültürden veya coğrafyadan çıkmış olmasının da bir önemi yok kanımca. Her nerede ve hangi şartlarda olursa olsun sevgi ile başlayan bir gün, çok güzel bir gün ve ne kadar büyük mana kazanmış ki tüm dünyada en çok kutlanılan günlerden biri olmuş.14 Şubat’ı özel yapan başka bir anlamlı durum ise, bu günün aynı zamanda Dünya Öykü Günü olması. İlk bakışta bilinciniz, güne anlamını yükleyen bu iki konuda bir bağlantı kuramayabilir  ama yakından bakınca iki kelimenin üstüne kurulu o muhteşem köprüyü ve köprüdeki insanları siz de göreceksiniz eminim. Sevgi- öykü, birbirine yakışan hatta birbiriyle harman olmuş iki güzel kelime. Biri yoksa diğeri de yok. Her birinde bugüne kadar sayısız hikaye birikmiş. Dünyada anlatılan tüm hikayelerin temeli, sevginin varlığından ya da yokluğundan türeyerek dillendirilmiş. Dünya’dan farklı bir gezegende de yaşam başladığında bu durumun değişeceğini sanmıyorum. Öykü ise, içinde hikaye yoksa, öykü olamıyor. Temelinde hikayesi olmayan bir öykü, bitkisel yaşam süren bir insandan farklı değil. Ben insana dair, doğaya dair, hayvanlara dair anlatılmış ve yazılmış olan tüm hikayeleri merak ediyor ve seviyorum. Bu merak, kimi zaman The M’in formülünde, kimi zaman tuvalimin üstündeki fırça darbesinde, kimi zaman bir heykelin çamurunda beliriyor. Kısaca, hikayelerden ilham alıyorum. Neden bilmem ama Sevgililer Günü denince, hep birlikte yaşayan çiftlerin birbirlerine adadıkları gün gibi algılanıp, içindeki kocaman anlam, sınırlanıyor, kalıplaştırılıyor. Oysa ki, yıllarca evimize huzur ve neşe getiren ve şimdi melek olan köpeklerimiz Riki ve Lolita’yı kalbimizde hissettiğimiz gün değil mi bugün, hayatı paylaştığımız yanımızda olan/olmayan dostlarımız, ailemiz ve çalışma arkadaşlarımızın varlığına şükür duyduğumuz gün değil mi bugün? Yaşadığımız sayısız sevgi dolu anımızı yeri gelince hikayeleştirip keyifle hatırlayıp, yeniden yaşadığımız gün değil mi bugün?

Sevgi de, öykü de sadece insana dair değil, biliyoruz değil mi? Düşünsenize, hayatın içinden akıp geçerken bizi etkileyen, bizimle yol alan o kadar çok canlı ve cansız varlık var ki her birinin hikayesi farklı. Mesela, papatya ile kelebeğin, içinde insan olmayan hüzünlü hikayesini bilir misiniz? Bilmiyorsanız, bir gün başka bir yazımın içinde size mutlaka göz kırpacaktır. Ben bu yazıyı yazarken dalından kopup da yanı başıma düşen yaprağın hikayesi yok mu? Hangi ağaçtan, nasıl koptuğu ve bugün beni bulana kadar hangi rüzgarların türküsünü dinlediğinden çok güzel bir hikaye çıkıp, öyküleştirilemez mi? Evet, ben en çok bitkilerin hikayelerini seviyorum. Merkezinde insan olmasa da anlatıcı insan olunca içine yine sızıveriyor sevgi ve sevgiye dair olan her şey. Benim meşhur ölmez çiçeğinin hikayesi gibi.  Çobanın ümitsiz aşkından başlayıp konuyu sonsuzluğa, ölümsüzlüğe nasıl da bağlayıveriyor. Yine edebi tanımlardan yola çıkarsak hikayeler, belli bir zaman kesitini ele alıyormuş. O zaman şu kanıya vararak yazımı sonlandırmak istiyorum: Her şeyin, hepimizin sayılamayacak kadar çok hikayesi var ama onu kendisi yapan hikaye ise tek: Hayata ne şekilde baktığımız işte o tek hikayenin belirleyicisi oluyor. Yaşama sevgi ile bakanlar, yaşama sevgiden yoksun bakanlar. Bence, Dünya Sevgililer Günü ile Öykü Günü’nün aynı güne gelmesi bir tesadüf değil. Analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung tarafından geliştirilen ve hep bahsedilen kolektif bilinçaltının ta kendisi. Yaradılıştan itibaren insanoğlunun bilinç dışı oluşturduğu ortak düşünce ile birbiriyle ilişkili bu iki manalı günü o yüzden aynı günde kutluyoruz. Şimdi düşünün bakalım, sizi kendiniz yapan hikayenin belirleyicisi ne yönde?

Sevgiyle kalın.

Diğer yazılar

Alplerin Özgür Kızı
Ben Müge Uğurlu
İzim

Arama

Son Eklenenler

  • Ben Müge Uğurlu

    Güneş ikizler burcundaki seyrine yeni başlamışk...
  • Sevdiğinize ölümsüzlüğü götürmek ister miydiniz?

    Hacer Hanım elinde iki ada çayı ile odaya girdi...
  • Toprağın Mücevheri

    İlk kez, tarih boyunca bir çok uygarlığın aid...

E-bülten Aboneliği

© 2020 UZM. DR. MÜGE UĞURLU | TÜM HAKLARI SAKLIDIR.
Tasarım Uygulama SyberiumTechs

  • GET SOCIAL
YUKARI